21 Kasım 2014 Cuma

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Hakkinda Bilgiler

0-7 yaş arası çocukları eğitmek önemli?
  • Hayat beklenmedik olaylarla dolu. Çocuk büyürken emin bir şekilde kendine ve başkalarına yardım etmeyi, ayakta durmayı öğrenmeli. Başarmak için okul bilgisi yeterli değil. Bu yaklaşımdan yola çıkıyoruz. Çocukların en küçük yaştan itibaren, bilginin farklı biçimleri olduğunu öğrenmeleri, farkına varmaları, bilmeleri çok önemli.
Kültürlü olarak yetiştirilmek yeterli olmuyor mu?
  • Kültür sadece okumak ve yazmak, çeşitli bilgileri, verileri bilmek değil. Böyle değerlendirdiğimiz için yeterli değil. Anne babalar için çocuğun okuldaki başarısı yeterli. Büyükler, çocuklardaki kültürel sermayeyi görmüyorlar.
Anne ve babaların yanlışları nerede?
  • Anne babalarda ki temel yanlış, çocuk okula gidiyorsa 'mesele yok her şeyi zaten oradan öğreniyor' yaklaşımı içinde olmaları. Hayatta başarılı olmak için çocuğun okula gitmesini yeterli buluyorlar. Halbuki önemli olan hayatın nasıl biçimlendiği. Çocuklar bunları öğrenmeye hazır ve açıklar zaten.
     Peki ne yapılmalı? Ya da çocuklara neler yaptırılmalı?
  • 0-7 yaş arasında çocuklar kız erkek ayrımı olmadan ev işlerinden dördünü yapabilmeli. Hayatının nasıl oluştuğu sorusunu sormuş olmalı. Bir senfoninin ağır kısmını, teypten dinlerken, orkestra şefi şeklinde idare edebilmeli ve sessizliğin de müziğin bir parçası olduğunu yaşamalı, körler yazısının ne olduğunu bilmeli, üç bilmece sorabilmeli, üç fıkra anlatabilmeli, bir büyütecin ne işe yaradığını bilmeli, bir mimar modelinin ne olduğunu bilmeli, büyük anne ve babalarından öğrendiği şimdi yok olmuş iki mesleği öğrenmeli, bir kavgayı bir iki pozisyonuyla anlatabilmeli, bir haksızlık adaletsizlik örneğini tarif edebilmeli, bir şeyin maddi ve manevi değerinin farkına varmalı...
     Çocuklar bu saydıklarınızı yapabilirler mi?
  • Kesinlikle evet. Üstelik çocuklar bunları iyi başarmayı istiyorlar. Bu işler onlara sunulmalı. Belki hepsini öğrenmek, bilmek zorunda değiller ama en azından bunlar çocuklara sunulmalı. Çocuklara bunları tanıma olanağı tanımalı. Sadece anne babalar değil, yuvalar da bu işleri öğretmeli. Çocuklar aslında her zaman büyüklere yardım etmek istiyor, anne mutfakta köfte yaparken, ‘‘anne ben de köfte yapayım, yoğurayım’’ diyorlar. Yardım için çocuğa beceremese bile, destek verilmeli.
     Bu saydığınız işleri nereden buldunuz, kimler karar veriyor, seçiyor?
  • Bu yaklaşımlara karar verilmesinde, Alman Gençlik Araştırma Enstitüsü olarak sosyal psikiyatrlar, sosyal danışmanların yanı sıra girişimci gruplar, pedagoglar, okul psikologları, politikacılar, yani toplumun her kesiminden kişilerden, yaklaşımlarından faydalandık.
     Ailelerin bu gibi becerileri öğretmeye karşı yaklaşımları nasıl?
  • Aileler için okul önemli. Okula gidince sorunlar bitiyor sanılıyor. Okul eğitimi yeterli diye düşünülüyor. Oysa anne babanın birlikte bir müzeye gidip incelemeleri paylaşmaları çok önemli. Çocuklar hep araştırma yapıyorlar, örneğin seloteyp alıp her yere yapıştırıyorlar. Duvara televizyona kapıya her yere, hep araştırma yapıyorlar çocuklar. 'Eyvah mahvettin ne yapıyorsun' deyip engel olmak yerine çocuğun araştırma yaptığını anne babalara öğretmek gerekiyor. Anne babalar ise bunu yaramazlık olarak yorumluyorlar.
     Saydığınız işleri öğrenmesinin çocuğa faydası ne. Örneğin gece yürüyüşünün?
  • Kentte yaşayan çocuk ışığı bilmiyor. Doğal ışığın değişme süreci belli olmuyor. Yıldızların çıkışını, gecenin o korkusunu, bu macerayı yaşamış olmak gerekiyor. İleride, örneğin edebiyatı anlamak için, imajları anlamak ya da yaratmak için önemli bu küçük gece yaşamı. Gece yürüyüşünü yaşayan çocuk örneğini verirsem, belki bu çocuk ilerde daha çok edebiyatla ilgilenebilir; öteki çocuk, yıldızlarla ilgilenebilir bir başkası da bilimle ilgilenebilir, astronomiyle. Burada önemli olan, bir çocuğa ilk yedi yılda önemli izler vermek. Anılar, ilerde hatırlayabileceği fotoğraflar bırakmak. 7 yaşına kadar bir çocuğun öğrenme isteği ve enerjisini beslemek gerekiyor. Bilmek istemesi ve ona vereceğimiz karşılık çok çok önemli.
     Çocuk büyüdüğünde bu beceriler onun ne işine yarayacak?
  • Çocuğun sağlam bir temeli olacak. Araştırmacı, yaratıcı ve yaşamı boyunca öğrenmeye açık olacak. Stresin altında ezilmeyecek. Günlük hayatı ve yaşamı becerecek, en önemlisi kendine güvenecek.
     Almanya'daki Türk çocuklarının yetişme biçimleri ile gözlemleriniz neler?
  • Almanya'da Türk çocukları ile ilgili genel bir şey söylemek çok zor. Çünkü çok farklı durumlardan geliyorlar. Benim daha çok tanıdığım kesimde genelde anne babalar 14-16 saat çalışıyor. Alman çocuklarının sahip olduklarını zannettikleri her şeyi vermek istiyorlar. Game boy, pahalı kıyafetler falan. Oysa çocukların ihtiyaçları, anne ve babaların da kendilerine zaman ayırmaları, gerçek ve yoğun bir ilgi göstermeleri.
     Almanya'da Türk çocuklarının eğitimi ile ilgili eskiye göre büyük bir gelişme var mı?
  • Almanya'daki Türk çocukları arasındaki en büyük gelişme kız çocuklarının eğitimimin de önemli olduğunun kavranması.
     Bu anlattığınız 0-7 yaş arası 'hayat bilgisi' çalışmaları en çok hangi ülkede ciddiye alınıyor?
  • Japonya'da ilk yedi yılda okul öncesi eğitimde çocuklarla ilgili çok şey yapılıyor.
     Listedeki kimi bilgileri büyükler bile bilmiyor. Bu durumda ne yapmak gerek.
  • Büyükler çocuğa öğretirken, çocukla beraber kendileri de öğrenebilir. Tekerleme söylemek ya da orkestra yönetmek gibi. Bu onlar için bir şanstır. Birlikte yapılan işlerde çocuklar büyüklerin de öğrenci olabileceklerini, hala ve her zaman yeniden bilgiye başlananılabileceğini görmeli.
     Yedi yaşındaki çocuğun bilmesi gerekenler
  1. Hayatının nasıl oluştuğu sorusunu sormuş olmalı.
  2. Bir kere bir mezarlığa gitmiş olmalı.
  3. Bir senfoninin ağır kısmını, teypten dinlerken, orkestra şefi şeklinde idare edebilmeli ve sessizliğin de müziğin bir parçası olduğunu yaşamalı.
  4. İki farklı kültürün selamlaşma tarzlarını simgeleyebilmeli.
  5. En azından bir dua bilmeli.
  6. Bir gece yürüyüşüne katılmalı.
  7. Müzeye gitmiş olmalı.
  8. Aile tarihinden bir hadiseyi bilmeli.
  9. Kendi çocukluğundan iki latife anabilmeli.

     Kötü alışkanlıklar
  • Zamanımızda insanın hem sağlığını hem de toplum içindeki itibarını etkileyen kötü alışkanlıklar oldukça yaygındır. Gerek televizyonun, gerekse basın yayın organlarının kışkırtması ile de giderek yaygınlaşmaktadır. Memleketimizdeki eğitim sisteminin yetersiz olması bunu artırmaktadır. İradesi zayıf olan, gerek aile içi problemleri gerekse toplumsal yaşamdaki güçlükleri aşamayan kimselerde fazla rastlanmaktadır. Bazen de kötü niyetli kimselerin tuzağına düşerek, istemeden kötü alışkanlıklara bulaşmaktadır. Bunların başında alkol kullanmak, uyuşturucu maddelere alışmak, eroin almak gelmektedir. çocuğunuz ilaç alışkanlığını nasıl kazandı bilmek lazım. Aile içi problemler var mı diye bakılmalı. çocuğunuz bu alışkanlıktan kurtulmak istemeli. Sizin istemeniz bir şey ifade etmez. Aldığı ilaç miktarı giderek fazlalaşıyorsa bağımlılığı artmış demektir. Kurtulması için biraz daha fazla gayret sarf etmesi gerekecektir.
ÇOCUK EĞİTİMİNDE HATALAR

     Antibiyotik kullanımı
  • Çocuğun nezlesi vardır. Anne, hemen eczaneye gidip bir antibiyotik almak ister. Nezle çocuğun göğsüne iner kulaklarında iltihaplanmalara yol açarsa endişesiyle antibiyotiklerden çare bekler. Ancak soğuk algınlıklarına, öksürük ve kulak enfeksiyonlarına virüsler neden olur . Antibiyotik ilaçlar bu virüslere karşı etkili değildirler. Ayrıca aşırı dozda antibiyotik kullanmak, bu ilaçlara karşı koyan bakterilerin oluşmasına yol açar. Bir diğer deyişle, başka amaçlarla antibiyotik alındığı zaman bu ilaçlar etkilerini gösteremezler.
     Alkollü içki tattırmak
  • Kalabalık aile sofralarına çocuklar neşe katarlar. Her zaman yemeklerini belli bir saatte yiyen çocuklara aile toplantılarına katılmaları için de izin veriliri. Böyle zamanlarda çocuğa bir iki yudum alkollü içki içirmek, örneğin bira tattırmak son derecede sakıncalıdır. Alkollü içkilerin bilinçli bir şekilde tüketilmeleri gerekir. Küçük çocuklara alkollü içki tattırmak, onların ilerde alkol sorunuyla karşılaşmalarına bile neden olabilir.
     Çocuğun odasına televizyon
  • Çocuğunuza ne kadar değer verdiğinizi kanıtlamak için onun odasına küçük ekranlı bir televizyon alıcısı koymak isteyebilirsiniz. Sakın böyle bir hata yapmayın. Televizyon programlarının hepsini çocuğun serbestçe izlemesine olanak sağlamak yanlıştır. Çocuk televizyonu büyüklerin yanında izlemeli. Çocuğun odasında televizyon olursa, onun sabahtan akşama kadar TV izlemesini engelleyemezsiniz. Bu da son derece sakıncalıdır.
     Arkadaş yasağı
  • Çocuğun arkadaşlarından etkileneceğini düşünerek onun fazla arkadaş edinmesini istemeyebilirsiniz. Oysa çocuğun arkadaşa ihtiyacı vardır. Seçtiği arkadaşlar hakkında bilgi edinmek, onların çocuğu etkilemelerini önlemek varken, arkadaş yasağı koymak hatadır. Çocuğunuzun eve arkadaşlarını davet etmesine izin vermelisiniz. Arkadaşlar, çocuğun topluma girmeye hazırlanmasını sağlarlar. Ayrıca yetişkinler gibi çocukların da dertleşecekleri, zevklerini paylaşmak isteyecekleri kişilere gereksinimleri vardır.

20 Kasım 2014 Perşembe

20.11.2014

"r "sesi verildi. ar- er-ir-or-ro-re-ri-ra heceleri tekrarı
 Erol ve nar  ile ilgili en az 10 cümle

Çocukların Kabus Görmesi Hakkında Bilgiler

Çocukların kabuslarını engellemek öncelikle çocuk için güvenli bir uyku ortamı oluşturmak, bir uyku rutini oluşturmak ve kabus görmesine sebep olan şartları ortadan kaldırmakla mümkündür.

Çocuğa Güven Duygusu Verebilmek
Kabusları engellemenin en önemli yolu öncelikle çocuk için huzurlu ve güvenli bir uyku ortamı oluşturmaktır. Bir çocuğun kabus görmeden uyuması için öncelikle kendisini güvende hissetmesi ve huzurla uyuması gerekir. Kabus gördüğünde, gece yarısı ağlayarak uyandığında hemen yardımına koşacak sevdiklerinin yanında olduğunu bilmesi bu güven duygusunu çocuğa verir. Bu nedenle çocuğun odasının kabus gördüğünde veya yardım istediğinde anne babasına sesini duyurabilecek bir yerde olması ve kapısının her zaman açık veya yarı aralık bırakılması önemlidir. Hatta anne babanın yatak odası çocuğunun odasına uzaksa, bu durumda  mutlaka evde bir telsiz kullanılmalıdır. Çünkü kabus görüp, ağlayan bir çocuğun yanına hiç vakit kaybetmeden gitmek  ve çocuğu sakinleştirmek son derece önemlidir. Çocuğun korktuğunda sesini duyurabileceğini ve anne babasından destek alacağını bilerek uyuması gereklidir. Eğer çocuk karanlıktan korkuyorsa, uyumasına engel olmayacak bir gece lambası odada bulunabilir. Ek olarak korktuğunda sarılabileceği bir güvenlik battaniyesi veya oyuncağı belirlenebilir ve bu objeyle uyuması sağlanabilir.

Çocukta Uyku Rutini Oluşturmak
Diğer yandan çocuk uykuya dalmadan önce hangi yaşta olursa olsun bir uyku rutini oluşturmak gerekir. Uyumadan önce çocuğun yanına gidip sarılmak, iyi uykular dilemek, güzel bir kitap okumak, güzel şeylerden bahsetmek çocuğun huzurlu bir uyku uyumasını sağlar.
Kabusların Nedenini Bilmek ve Ortadan Kaldırmak

Ek olarak,  kabusların görülme nedenlerini bilmek ve bu nedenleri ortadan kaldırmaksa en temel çözümdür. Kabusların nedenleri bazen oldukça açıktır. Çocuğun kabus gördüğü günlerde neler yaptığını, neler izlediğini ve son dönemlerde herhangi bir nedenden dolayı baskı altında olup olmadığı veya en önemlisi sözlü veya fiziksel bir şiddete maruz kalıp kalmadığı sorgulanmalıdır. Eğer çocuğun neden ve hangi şartlarda kabus gördüğü açık değilse, mutlaka bir uzmandan yardım almak gereklidir.

19 Kasım 2014 Çarşamba

Fotoğraflar

okulda çekilen fotoğraflar için  4 TL istenmektedir. Bilgilerinize.

19/11/2014

fotokopideki metinler bol bol okunup  yazılacak.(metin defterine)
Karışık verilen kelimelerden cümle oluşturulacak.

18 Kasım 2014 Salı

18/11/2014

Bu gün okulda çalıştığımız fotokopideki bütün kelimeler yazılı ve sözlü tekrar edilip, okuma metni bol bol okunarak metin defterlerine yazılacaktır.

önemli konu AŞI

Sayın Veli;
Tarihi şu an belli olmayan 1. sınıf öğrencilerine aşı yapılacaktır. Çocuğumuzun ana sınıfı  aşı kartı varsa göndermeniz, yoksa  ve KKK (Kızamık,Kabakulak,Kızamıkçık)aşısı olduysa  "Öğrencim .................................KKK aşısı  olmuştur. Veli ad soyad imza" içerikli bir yazı göndermeniz gerekmektedir. Ayrıca çok ender olmakla birlikte bu aşıya yönelik problemi olan öğrencimiz varsa mutlaka tarafıma iletmeniz gerekmektedir.

Okula Uyum Sorununu Aşma Yolları

Aynur Sayım
(Uzman Klinik Psikolog-Üsküdar Üniversitesi Etiler Polikliniği)
  • Kimi öğrenciler için okula başlama bir sorun teşkil etmezken, kimi öğrenciler için birtakım sorunların yaşanmasına neden olabilir. Özellikle anaokulu ve ilkokula yeni başlayan çocuklarda anneden ayrılamama, sınıfa girmeme, okul reddine sıklıkla rastlanır. Çocuk anne, baba ya da bakım veren kişiden ayrılmak istemez.



  • Bu durum özellikle aşırı koruyucu ebeveyn tarafından bağımlı yetiştirilen çocuklarda görülür. Anne çocuğunu fazlasıyla koruyup kollayınca çocuk anneden ayrı bir ortamda kendisini korunmasız, savunmasız hisseder ve yalnız kalmak istemez.
  • Çocuk belli alanlarda yetersizlik yaşıyorsa, örneğin zor öğreniyorsa, kendisine güveni azsa, sosyal fobisi varsa, hiper aktifse veya depresyondaysa da uyum sorunu yaşar. Aile içi iletişim sorunları, boşanma, kardeşin evde kalmasına bağlı kardeş kıskançlığı, ailede ölüm, kaza, hastalık gibi nedenler de okul reddine sebep olabilir.
  • Uyum sorunu yaşayan çocuğa karşı korkutma, yargılama, tehdit, şiddet ve baskı uygulanmamalı. Aksi takdirde uyum sorunu okul fobisine dönüşür ve çocuk okula gitmeyi reddeder. Okul reddine hangi durum ve duygunun neden olduğunu bulup bu sorunun çözülmesi için çalışılmalı.
  • Çocuk ailesini zaman zaman okulda görmekten hoşlanır; ilk günleri onunla paylaşmak, okulla iş birliğini sürekli hale getirmek önemlidir. Ancak ilgisizlik kadar fazla ilgi de sakıncalı. Gerektiği zamanlarda destek verip genel olarak kendi sorumluluğunu almasını öğretmek temel amaç olmalı.

Uyum sorununun belirtileri
Uyum sorunu yaşayan çocuklar genellikle okula gitmek istemediklerini ifade ederler. Uykuya geçecekleri saatlerde sıklıkla okula gitmeme pazarlığı yaparlar. Sabah yataktan kalkmakta zorlanırlar. Ağır bir şekilde ve güçlük çıkartarak hazırlanırlar. Okul saati yaklaştıkça bu çocuklarda karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Ayrıca ağlama, bağırma, hırçınlık, öfke nöbetleri, hatta kaygı arttıkça ishal, kusma ve alt ıslatma bile görülebilir. Okul saati geçtikten sonra bu belirtiler kaybolur.
Anne-babalara tavsiyeler
  • İyi bir okul uyumu için iyi bir okul öncesi hazırlığı planlanmalı. Öz bakım becerileri çocuğa erken dönemden itibaren kazandırılmalı. Kendi sorumluluklarını üzerine alması onun büyüme ve gelişme ile ilgili algısını olumlu etkileyecektir.
  • Okul seçimi ve bu sürecin planlanması aşamasına çocuğu da dahil etmek güven ilişkisi ve uyum açısından kolaylaştırıcı olacaktır.
  • Okula yeni başlayan çocuklar için oryantasyon çalışmaları yapılması, okulun ve öğretmenin çocuğa tanıtılması, genel bir bilgi verilmesi çocuğu rahatlatır. “Tatilde rahattın, şimdi okul başlıyor, disipline gireceksin” gibi sözler söylenmemeli.
  • Aile, çocuğun okula devam etmesini sağlamalı ve bu konuda kararlı olmalı. Alışma sürecinde kısa süre bile olsa mutlaka okula gitmek ve vedalaşmayı kısa tutmak ve kararlı davranmak doğru olacaktır. Çocuğa, bu sorunun tüm aileyi ilgilendirdiği, sadece çocuğun sorunu olmadığı hissettirilmeli.
  • Anne-baba çocuğun kaygılarını dinleyip anlamaya çalışmalı. Sorunun çözümü için öğretmen ve ailenin sıkı iş birliği içinde olması gereklidir. Okula uyum sorunu tedavisinin dört ayağı vardır: Çocuk, aile, okul ve tedavi ekibi... Bunlardan biri eksik olduğu zaman çözüm gecikir.
  • Arkadaş ilişkileri zamanla oluşmakla birlikte ilk günlerden itibaren okul dışı buluşmalar uyumu güçlendirir. Ev ziyaretleri ve eğlenceli organizasyonlar çocukların birbirlerini keşfetmelerini sağlayacaktır.

İki haftayı aşan uyumsuzluğa dikkat!
Güzide Soyak
(Pedagog-Amerikan Hastanesi)
  • Anneden ayrılmakla ilgili ilk deneyimini anaokulu döneminde yaşayan çocuklar bu süreçte okula girmeyi ve arkadaşlarıyla birlikte olmayı reddedebilir. Bağımlı anne-çocuk ilişkisi, yeni bir kardeşe sahip olmak uyumu zorlaştırır.
  • İki haftayı geçen uyum sorunu ve azalmayan okul reddi durumlarında okul ve ailenin gelişmeleri ve nedenlerini gözden geçirmesi gerekir çünkü çocuğun bilişsel yaşının okula uygun olması duygusal gelişiminin de yeterli olduğunu göstermez. Bu durumda bir uzmana başvurmak gerekir.
  • Anneden ayrılmakta istekli olmamak çocuğun kendi becerileri ve yeterliliği ile ilgili algısının yeterince gelişmemesiyle ilgilidir. Bütün istekleri yapılan, öz bakım becerileri gelişmemiş bir çocuk bu sorumlulukları üzerine alma konusunda istekli olmayacaktır.
  • Ebeveynin kaygılarının çocuklar tarafından kolay hissedildiğini ve taklit edildiğini unutmamalıyız. Anne-babanın okula ve oradaki yaşama güvensizliği de çocuğu olumsuz etkileyecektir.
  • Sınırların olmadığı aile tutumlarıyla yetişen çocuklar okulun kurallarını anlamakta ve uygulamakta zorlanacaktır. Okul seçimi yaparken çocuğun özellikleri ve onun ilgi alanları da gözden geçirilmelidir.

17 Kasım 2014 Pazartesi

17/11/2014

Nalan-  Nail-  Nil-  olta-   alo-  oto -not-  nota- otel- Altan kelimeleri  okunup yazılacak. Birer cümle oluşturulacak.