4 Aralık 2014 Perşembe

3 Aralık 2014 Çarşamba

kelime türetip yazan çocuklarım


U sesiyle ismi yazılabilen ve isminde u sesi olan çocuklarım


7-8 Yaş Çocuk Gelişiminde Sorumluluk Duygusu

Ebeveynler çocuk gelişimindeki o ilk önemli 6 yıl atlatıldıktan sonra her şeyin daha rahat olacağını düşünürler. Fakat her yaşın kendine dair özellikleri olduğu gibi zorlukları da vardır.

7 yaş denince ilk aklımıza gelen şey çocuğun artık okullu olacağıdır ki bu da sorumluluklarının artması anlamına gelir. Hemen hemen her anne; eve geldiğinde üstünü başını olması gereken yerde çıkartıp, olması gereken yere asan, çantasını olduğu yere bırakmayan, biraz dinlendikten sonra ödevlerini yapan bir çocuk hayal eder. Çocuk okula başladıktan sonra da; anne bu hayalini gerçekleştirmek için çocuğunu bu kalıba sokmaya çalışır. Ve maalesef çocukların çoğu bu kalıba girmek istemezler. Bu durumda da anne sürekli hadi diyen, yapılması gerekenleri hatırlatan bir amir konumuna; çocuk da tamam diyen ama harekete geçmeyen, oyalanan, kaytarmak için planlar yapan bir çocuk haline dönüşür. Bu; pek karamsar bir tablo olarak görünse de çoğu anne için hiç de yabacı olmayan bir durumdur. Peki bu durum nasıl önlenir, nasıl aşılır?

Çocuk eğitimi hamilelik öncesinde başlayan ve hiç bitmeyen bir süreçtir. Çocuğun her yaşa dair edinmesi gereken beceriler ve sorumluluklar, kabullenmesi gereken sınırlar, bilmesi ya da öğrenmesi gereken bilgiler farklıdır. Bir yaşta edinilmeyen bilgi ihtiyacı, diğer yaşa katlanarak aktarılır ve daha çok uğraşı vermemize sebep olur. 4 yaşındaki bir çocuk pijama altını çıkartabilir, çıkartmalıdır da. Ama ebeveyn buna müsaade etmez ve "özverili" davranıp kendisi giydirmeye çalışırsa çocuğa bilmeden bir şeyleri "öğretmemiş" olur ve bir sonraki 5 yaşın öğrenilecekler listesine kıyafet çıkartmak da eklenir. 4 yaşta pijamasını çıkarmayan çocuğun, 5 yaşında artık tamamen pijama giyme çıkarma sorumluluğunu alması beklenemez. Yine 6 yaşında olup halen anne babasıyla uyuyan, ağzına yemek beslenen, tuvalet temizliği yapılan bir çocuğun okul ödevlerini kendi sorumluluğu olarak kabul etmesinin beklenemez. 7 yaş öncesinde kendisine sınır konmayan, her dediği yapılan bir çocuğun, okul sorumluluklarını beklenen düzeyde üstlenmesi çok zordur. 0-6 yaş çocuğu haz çocuğudur, canı nasıl isterse öyle yapsın, öyle olsun ister. Doğru olan; çocuğa özellikle 4 yaş sonrasında yavaş yavaş sabrın, beklemenin öğretilmesi, çocuğun her istediğinin her zaman olamayacağı gerçeği ile yüzleştirilmesi, istemese bile yapması gereken şeylerin olduğu gerçeğinin öğretilmesi gerekir. 5-6 yaşında bir çocuğun evde üstlendiği kendine ait birkaç sorumluluk alanı olmalı, ebeveyni tarafından beli hedefleri gerçekleştirmesi için desteklenmelidir. Böylece çocuk haz çocuğu olmaktan çıkıp hedef koyabilen ve hedefi için fedakarlıkta bulunabilen, azim ve çaba gösterebilen, hazzını erteleyebilen akademik geleceğine hazır bir çocuk haline gelir. Okul öncesi eğitimin bu konuda verdiği destek çok büyüktür. Okul öncesi alınan destekte çocuğun eğilimi olması muhtemel olan problem alanları keşfedildiğinde ve buna dair çalışmalar yapıldığında okul dönemindeki sıkıntıların çoğu önlenmekte, çocuk, okul ve ebeveyn açısından çok değerli bir yatırım yapılmaktadır.

Günümüzde gereksiz oranda bakım verilen çocuklara çok sık rastlamaktayız. Okula başladığı dönemde, aşırı bakım verilen çocukların ebeveynlerinin çocuklarından beklentisi artmaktadır. Çocuğunuz evdeki ve okuldaki sorumluluklarını yerine getirmekte zorlanıyorsa bilinçli bir ebeveyn iki şeye bakmalıdır. Birincisi kendi beklentileri ile çocuğunun özellikleri, ilgileri, yaşı arasında bir uçurum olup olmadığıdır. Bazı anne babaların 1. Sınıf çocuğundan hiç yamuk yazmamasını, hiç sıkılmamasını, elinin hiç ağrımamasını beklediklerini görüyoruz. Bu noktalarda ebeveynin gerçekçi beklentilere sahip olması çok önemlidir, bu aşamadaki mükemmeliyetçilik her iki tarafa da zarar verir. İkincisi yukarıda kısaca bahsetmeye çalıştığımız gibi 0-6 yaşında bu çocuğun ne oranda sorumluluk aldığı daha da önemlisi bu çocuğa ne kadar sorumluluk verildiğidir. Öncesinde çocuğa bazı yükümlülükler verilmediyse ebeveynin biraz daha sabırlı olması gerekecektir.Çocuğun başarmanın tadını alması çok önemlidir. Bu yüzden ufak ufak başlamalı, sorumluluklar yavaş yavaş arttırılmalı ve çocuğun bu sorumlulukları üstlenmesinin ne kadar güzel sonuçları olduğunu görmesi sağlanmalıdır.

Her iki durumda da çocuğa, kendisinden beklenilecek olanlar yaz boyunca ara ara anlatılmalı ve hatırlatılmalı, çocuk bu sorumluluğa hazırlanmalıdır. Her çocuk büyümek ister, büyümenin bazı getirileri olduğunu da çabuk kabullenir. Buna vurgu yapılarak çocuğun davranışları şekillendirilmeye çalışılabilir. Okul başladığında çocuğa destek olunmalı ödevlerin onun için bir savaş, mücadele, olumsuzluk, anne baba ile çatışma alanı haline gelmemesi konusunda dikkatli olunmalıdır. Ödevlerini yapabilmesi için sakin, dikkati dağıtmayan ayrı bir odası olması önerilir. Ebeveynin ödev masasına oturması bir risktir, bu yüzden ebeveynin gelip kontrol edip giden, yapamadığı şeylere destek verip uzaklaşan olması bu riski engeller. Çok sık silgi kullanan ebeveynlerin çocuğu yıldırdığı gözlemlenmektedir. Bu konuda sınıf öğretmeninin önerileri dikkate alınmalıdır. Tüm bu okul sorumluluklarının yanında bir evcil hayvanın bakımını üstlenmek, pijamaları kaldırmak, giyinmek, gibi ev sorumlulukları alanında da çocuk desteklenmelidir. Sorumluluklar tüm aile için bir gereklilik olduğunda, çocukların kendilerinden bekleneni çok daha kolay kavradıkları ve yapılması gerekenleri yaptıkları bilinen bir gerçektir. Sorumluluk; çocuğun geleceğine yapılan çok kıymetli bir yatırımdır.

2 Aralık 2014 Salı

2/12/2014

Türkçe Kitabı 62,63.sayfalar yazılacak.
Toptopla okuyorum okunacak 3 metin yazılacak.(Baştan başlayarak)

1 Aralık 2014 Pazartesi

Dikkat Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ile birlikte genellikle çocuklarda görülen bir rahatsızlık olarak düşünülse de yetişkinleri de aynı oranda etkilemektedir. Ayrıca çocukluk döneminde dikkat eksikliği sorunu yaşayanlarda bazı belirtiler yetişkinlik döneminde de görülmektedir. Öte yandan çocukluk döneminde dikkat eksikliği yaşanmaması, yetişkinlikte yaşanmayacağı anlamına gelmez. Dikkat eksikliği oldukça yaygın bir sorundur ve tedavi edilmezse belirtileri iş ve okul hayatından, ilişkilere kadar kişinin tüm hayatını olumsuz yönde etkileyebilir.

Dikkat Eksikliği Belirtileri
Çocukluk döneminde yaşanan dikkat eksikliği bozukluğunun belirlenmesi genellikle pek kolay değildir. Ailenin, öğretmenin ve çocuğun çevresinde bulunan yetişkinlerin dikkat eksikliği bozukluğu belirtilerinden haberdar olması, çocuğun ilişkilerini ve hareketlerini iyi gözlemlemesi teşhisin konulabilmesi için atılacak ilk adımdır.
Dikkat eksikliği bozukluğunun belirtileri; konsantrasyon eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik olarak 3 ana kategoride toplanabilir.
Konsantrasyon eksikliği ya da yapılan işe, anlatılanlara özen göstermeme, çocuk okulun zorlayıcı ortamına girmeden fark edilemeyebilir. Bu durum yetişkinlerde ise iş ve sosyal hayatta kendini belli edebilir.

Konsantre olmakta zorlanma ile ilgili belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz;
  1. Okulda veya iş yerinde önemli olan detaylara dikkat etmeme, kolay hatalar yapma, yapılan işin dağınık ve dikkatsiz yapılması.
  2. Bir işle uğraşırken diğer insanların ilgisini çekmeyen bir ses veya olay nedeniyle yapılan işin bırakılması.
  3. Uzun dönemli konsantrasyon gerektiren işlerde yaşanan başarısızlıklar.
  4. Konsantrasyon gerektiren ev ödevleri, kağıt işlerini tamamlamakta zorlanma.
  5. Sık sık bir oyundan veya işten bir diğerine geçme.
  6. Yapılması gereken işleri sürekli ağrıdan alma, geciktirme, erteleme.
  7. Randevuları, yapılması gerekenleri sık sık unutma, günlük aktiviteleri zamanında yapamama.
  8. Konuşma sırasında karşısındakini dinlemekte zorlanma, konuşmaları akılda tutamama, sosyal durumlarda detaylara ve aktivitelere dikkat etmeme.

Dikkat eksikliği ile birlikte anılan hiperaktivite belirtileri çocuk 7 yaşına gelmeden ortaya çıkar. Hiperaktivite belirtileri ise;
  1. Oturduğu yerde duramama, kıpır kıpır olma.
  2. Sürekli ayağa kalkıp amaçsızca dolaşma.
  3. Sağda solda koşma, eşyalara tırmanma. Bu belirti gençlerde nedensiz huzursuzluk olarak ortaya çıkabilir.
  4. Sessiz oynanabilecek oyunlarda bile sessiz kalmakta zorlanma.
  5. Her an hareket halinde olma.
  6. Genellikle aşırı konuşma olarak sıralanabilir.

Hiperaktivite belirtileri çocuğun yaşına ve gelişim aşamasına göre farklılıklar gösterebilir. Bebeklerde ve okul öncesi çocuklarda sık görülen belirtiler sürekli hareket hali, mobilyaların üzerine atlama, grup aktivitelerine katılmakta ya da bir hikaye dinlemekte zorlanma olarak tanımlanabilir.
Bu belirtiler okul çağına gelen çocuklarda görülen hiperaktivite belirtileri ile benzeşir ancak okul çağında bu davranışlar bir miktar yoğunluğunu kaybeder.
Hiperaktivite belirtileri, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde genellikle nedensiz huzursuzluğa yol açar ve sessizlik gerektiren ortamlarda bulunmakta zorlanma olarak yaşanabilir. Dikkat eksikliği bozukluğu bulunan yetişkinler, çocuklara oranla çok daha az oranda hiperaktivite sorunu yaşamaktadır.

Dikkat eksikliği bozukluğunun 3. ve son kategorisi olan “dürtüsellik” ise aşağıdaki şekillerde ortaya çıkabilir.
  1. Sabırsızlık.
  2. Herhangi bir soru tamamlanmadan önce cevap verme.
  3. Sıra beklerken zorlanma.
  4. Sosyal ya da iş ortamında sık sık diğerlerinin lafını kesme.
  5. Uygunsuz zamanlarda konuşma.

Dürtüsellik çoğunlukla yolda insanlara ya da evde eşyalara çarpma gibi küçük kazalara neden olabilmektedir.

Dikkat Eksikliği Tedavisi
Dikkat eksikliği; derecesine, yaşa ve hiperaktivite ile birlikte görülüp görülmediğine bağlı olarak aşağıdaki tedavi yöntemler ile tedavi edilebilir.
İlaç Tedavisi: Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçlar hazırlanan tedavi programına göre değişmektedir. Bazı ilaçlar belirtileri kısa dönemde, bazıları orta, bazıları ise uzun dönemli olarak kontrol altına almak için kullanılmaktadır. Doktorun tedavi programına karar verebilmesi için hastayı bir kaç kez görmesi gerekebilir.
İlaçların bir kısmı 3 yaşından büyük çocuklar için uygunken bazı ilaçlar 6 yaşından büyük çocuklar için kullanılmaktadır. Yapılan çalışmalarda bu ilaçların dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozuklu belirtilerini %80’e varan oranlarda kontrol altına aldığı tespit edilmiştir.
Dikkat eksikliği tedavisinde kullanılan ilaçlar genel olarak ciddi bir yan etkiye yol açmamakla birlikte bazı çocuklarda uyku düzeninin bozulması, iştah ve kilo kaybı, baş ağrısı ve sinirlilik gibi yan etkiler görülebilmektedir.

Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği Tedavisi
Çocuklarda kullanılan ilaçlar yetişkinler içinde kullanılabilir. Buna ek olarak, uygun hastalara sakinleştirici ilaçlar reçete edilebilir. Yetişkinlerde dikkat eksikliği tedavisinde kullanılan ilaçların çarpıntı, uykusuzluk, baş dönmesi ve göz kararması gibi bazı yan etkileri olabilmektedir. Psikoterapi, yetişkinlere önerilen bir diğer tedavi seçeneğidir.

Dikkat Eksikliği ve Düzenli Egzersiz
Düzenli egzersiz sadece kilo vermenize ve kaslarınızın gelişmesine değil, aynı zamanda beynin de daha sağlıklı olmasına yardımcı olur.
Egzersiz sırasında “dopamin”in de dahil olduğu bir dizi kimyasallar salgılayan beyin bu sayede daha net düşünmenizi sağlar. Dopamin seviyesi, dikkat eksikliği bozukluğu yaşayan kişilerde genel olarak düşük olduğu için tedavide kullanılan ilaçlarla dopaminin yükseltilmesi hedeflenir. Kullandığınız ilaç miktarını düşürebilmek, en azından arttırmanıza gerek kalmaması için düzenli egzersiz yaparak dopaminin doğal yollarla artmasını sağlayabilirsiniz.

Düzenli egzersiz yaparak;
  • Dikkat eksikliği belirtileri arasında yer alan “dürtüsellik” ve takıntılı davranışları azaltabilirsiniz.
  • Hafızanın güçlenmesini sağlayarak olayların detaylarını daha kolay hatırlayabilirsiniz.
  • Plan, organizasyon yeteneklerinizi geliştirebilirsiniz.
  • Dikkat eksikliği bozukluğu yaşayanlarda sık görülen obezite sorunu ile başa çıkabilirsiniz.
  • Stres atarak kalp hastalıkları riskini azaltabilirsiniz.
  • Kemiklerinizi güçlendirebilirsiniz.
  • Ruh halini yukarı taşıyarak kendinize güveninizi arttırabilirsiniz.
  • Kan basıncını ve kolesterolü kontrol altında tutabilirsiniz.
Ne Kadar Egzersiz Yapmalıyım?: Sağlık uzmanlarının önerisi haftada toplam 150 dakika orta dereceli egzersiz yapılması. Tabii bu süre hiç spor yapmayanlar ve fazla kilosu bulunanlar için geçerli. Koşu ve bisiklet gibi daha fazla efor gerektiren egzersizler yapıyorsanız haftada toplam 75 dakika egzersiz sizin için yeterli olabilir.
Yaptığınız hareketlerin ya da sporun ne olduğunun pek önemi yok. Önemli olan egzersiz sırasında efor harcamanız, terlemeniz ve egzersiz programına sadık kalmanız. Egzersizin dikkat eksikliği üzerindeki olumlu etkilerini ilk haftadan itibaren görmeye başlayabilirsiniz.

Dikkat Eksikliği Hakkında Yanlış Bilinenler
   1) Dikkat eksikliği diye bir şey yoktur, bu sadece kişinin yapması gereken şeylere karşı gösterdiği isteksizliktir.
   Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu sık sık “isteksizlik” ile karıştırılır ancak kişinin ruh hali değil, beyindeki idareyi sağlayan kimyasal maddelerle ilgili bir problemdir.
   2) Herkeste bir miktar dikkat eksikliği vardır, eğer kişi yeterince akıllıysa bu sorunun üstesinden gelebilir.
   Dikkat eksikliği her zeka düzeyindeki insanı etkileyebilir ve kronik dikkat eksikliği kişinin sadece düşünceleriyle tedavi edebileceği bir durum değildir.
   3) Dikkat eksikliği bulunan birinde depresyon, kaygı bozukluğu ya da diğer psikolojik hastalıklar görülmez.
   Dikkat eksikliği bulunan bir kişide depresyon, kaygı bozukluğu ve diğer psikolojik hastalıkların görülme ihtimali diğer insanlara göre 6 kat daha fazladır.

Sonuç olarak; dikkat eksikliği hem yetişkinleri hem de çocukları aynı oranda etkileyen bir rahatsızlıktır. Çocukluk döneminde genellikle hiperaktivite ile birlikte görülür. Belirtileri çocukluk döneminde sosyal ilişkileri, ergenlik döneminde sosyal hayatı ve okul başarısını, yetişkinlik döneminde ise iş hayatını ve ilişkileri olumsuz yönde etkileyebilir. Terapi ve ilaçlarla hastalığın belirtileri kontrol altına alınabilmektedir. Ancak kişinin yaşam tarzında yapacağı değişiklikler de belirtilerin azaltılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Çocukluk döneminde dikkat eksikliğinin belirlenmesi yetişkinlere göre daha zor olduğu için çocuklar ebeveynleri tarafından yakından takip edilmelidir.